ђΣレレŦiяΣ † 666
   
 
  Karabasanla İlgili Hikayeler 5

Deneyim #6

Ben de karabasan ile ilgili gerçekten yaşadığım iki olayı anlatmak istiyorum anlatacaklarım tamamen gerçektir ve bunların ne eksiği ne de fazlası vardır. Biraz kendimden bahsedeyim, sinirsel ve psikolojik açıdan sağlam biri olduğumu sanıyorum olaylar karşısında soğukkanlıyımdır kolay paniğe kapılmam ve bununla beraber altıncı hissim normal insanların çok ilersindedir. Bundan seneler önce ülke dışında 86 veya 88 yılıydı yanılmıyorsam bir tanıdığın tanıdığına gitmiştik ve orada, yaşlı biri, karabasan olayını anlatmıştı göğsünün üzerine bir karaltının çöktüğünden ve o anda vücudunun tamamen kilitlendiğinden ve hiç hareket edemediğinden bahsetmişti. Adamın evinden dışarıya çıktığımızda babam konuya atfen adamın kafadan hasta olabileceği yorumunu getirmişti. Tam tarihi hatırlamıyorum ama bundan tam on sene sonra ilk defa olarak sırtüstü uzanıp uyumaya çalışıyordum, genellikle bir tarafa doğru yan yatarak uyurum, sağ veya sol farketmez, işte o gece aynı olay benim başıma geldi, 50-60 cm boyunda bir karartının göğsümün üzerine geldiğini hissettim elleri ve ayakları yoktu, beyazlığı hariç kardanadamın kafası ve gövdesini andırıyordu sanırım gözleri de yoktu veya ben farkwetmedim, o saniyede hiçbirşey yapamıyordum korkmuştum ve vücudumun hiçbir uzvunu oynatamıyordum parmak uçlarımı dahi, kalbim inanılmaz hızlı birşekilde atıyordu, o karaltıya bakmaktan vazgeçtim ve gözlerimi kapattım ve bu durumun sona ermesini bekledim, aynı zamanda kendimi rüya görüyor olduğuma inandırmaya çalıştım, gözlerimi açtığımda sabah olmuştu ve hiçbirşeyim yoktu olayın rüyamda biryerlerde geçtiğine ve o adamın anlattıklarının bilinçaltıma yerleşmesinden kaynaklı olduğuna kendimi inandırdım ve o günden sonra bir daha asla sırt üstü yatmadım.Şunu da hemen eklemek istiyorum daha önce rüya içinde rüya görmüştüm ama bunun da rüya olup olmadığınız tam olarak ayırt edememiştim o zaman. Tarih 07 Ocak 2007 biraz rahatsız bir gece olmuştu benim için gün ağarmıştı ama ben hala uyumakta zorluk çekiyordum, bir anda ürperti hissettim ve bütün tüylerimin diken diken oldu, odamda benim dışımda bir şeyin veya varlığını hissettim, döndüm ve odayı kontrol ettim gözlerimle hiçbirşey yoktu, hislerim beni şimdiye kadar asla yanıltmadı, kesinlikle birşey hissediyordum ve bu durum çok uzun zaman sürdü, sonra tavana baktım sanki oda yarı aydınlıktan alacakaranlığa metre metre bürünüyor ve bu yarı karanlık metre metre bana doğru yaklaşıyordu tıpkı "Descent" filmindeki hastane sahnesinde olduğu gibi. Kendimi bu durumdan soyutladım ve bunların tamamının göz yanılgısı olduğunu kabulendim, yüzümü tekrar duvar tarafına döndüm ama altıncı hissim tekrar ürpermeme sebep oldu, odamda beni rahatsız eden birşey vardı (bu noktadan sonra anlatacağım olaylar en fazla 4-5saniye içinde gerçekleşti) her zamanki yatış pozisyonumda sol kolumun üzerinde yatıyordum ama kesinlikle ve kesinlikle uyumuyordum, o gece sabaha karşı birçok defa yaptığım gibi artık son bir defa hızla dönüp arkamı kontrol edip hislerimin beni yanılttığında ve odada benden başka birşey olmadığına kendimi ikna etmek istedim, bu defa çok daha süratli bir şekilde yorganın ağzından tutup biraz havaya kaldırdım, üzerimden kayıp yere düşmesini bu şekilde engelleyebilirdim ancak, elimi yorganla beraber havaya dairesel bir hareketle kaldırmam ve elimin bir kütleye sert biçimde çarpması bir oldu, kütle bu sefa sarı renkliydi ve yumuşaktı tıpkı şişman birinin göbeği kadar, inanılmaz derecede korkmuştum çünkü elimi çarptığı yerde kesinlikle bir cisim olmaması gerekiyordu, elimi hemen indirip yorganı tepeme kadar çektim, o sırada vücudumun her yerine kilolarca ağırlık bindiğini hissediyordum ve bu ağırlık beni hareketsizleştiriyordu ancak bu ağırlığın üzerime biniyor olması yatakta bir ağırlık yaratmıyor yaylar gıcırdamıyordu, sizin anlayacağınız bu kadar aklım başımda ve bu ayrıntıları ayırt edebilecek kadar kendimdeydim bunun ikinci randevu olduğunu hemen anladım ve geçen defanın rüya olmadığını kabul etmem bir saniye bile sürmedi, yani onun gerçekliğini ve varlığını hemen kabulleniverdim, bu defa avantajlıydım çünkü beni sırtüstü yatarken savunmasız yakalayamamıştı, irademi zorladım ve vucudumun hangi uzuvlarını oynatabildiğimi denetlemeye çalıştım ne yazık ki tamamen kilitlenmiştim, belki saniyenin yarısı bir zamanda parmaklarımın ucunu oynatabildiğimi farkettim yavaş da olsa oynatabiliyordum, bunu farketmemle birlikte kıpırdamamı engelleyen ağırlığın üzerimden çok hızlı bir şekilde çekildiğini hissettim. Daha sonra kendi kendime düşündüğümde 6-7 yaşında bir çocukken yatakta uyuduğumda duvarda bir karaltı gördüğümü ve bağırdığımda sesimin çıkmadığını hatırlıyorum. Sizleri korkutmak istemiyorum ama bunu uyku felci ile açıklamaya çalışanlar yanılıyorlar, benim yaşadıklarım karabasanın kesinlikle bir varlık olduğunu gösteriyor, bilmiyerek de olsa bizzat ona vurdum ve büyük ihtimalle o da benden bunun hesabını sormak istedi. Arkadaşlar dualar muskalar veya psikologlar da yararlı olabilir ama ben çok inançı biri değilim, benden çok daha fazla bu tecrubeyi yaşayan arkadaşlar olduğunu biliyorum eğer bundan kurtulmak naçizane tavsiyelerim var. Biz bu durumla karşılaştığımızda kilitleniyoruz ve hareket edemiyoruz, bunun nedeni ise aşırı derecede korkmuş olmamızdır bizi kilitleyen o değil korkumuz ve bu olay geçtikten sonra bunun aslında olmadığına kendimizi inandırmaya çalışıp değişik alternatifler sunuyoruz, benim gibi onun varlığını kabul ettiğinizde artık kilitlenmeyeceksiniz, siz kilitlenmezseniz o da amacına ulaşamayacaktır, son defasında birkaç saniyede ondan kurtulmam bunu gösteriyor.


Karabasan Deneyimi #7

Merhaba.Bu yazımı okumanızı tavsiye ederim. Benim başımdan geçenler, bir evde başladı ve buna şâhit olan çok insan var. Annemler, yeni bir eve taşınmıştı.Ben de o zaman 18 yaşındaydım. Namaz kılardım; Lâkin irâdem zayıftı.

Başlarda normal bir yaşantı sürüyorduk.Tâ ki o akşama dek Yatakta uyuyordum. O sırada koridorda ayak sesleri duymaya başladım."Birşey"in yanıma doğru geldiğini anladım.Hemen aklımdan geçen kötü düşünceleri atmaya çalışıyodum.Birden, ses yatağımın önünde kesildi. Arkamda olduğunu anlamıştım.Önüme döndüğümde, havada duran simsiyah top şeklindeki varlık (karabasan), içime girdi. Ellerim, ayaklarım o anda titremeye başladı Nefes alamadım. Donup kalmıştım.Bu olay, 15 sâniye sürdü. Sonra kendime geldim. Derin bir nefes aldım.

Evdekilere bu olayı yansıtmak istemedim; çünkü kimsenin korkmasını istemiyordum. Sonraki gecelerde, rüyâlarım hep kâbuslarla geçmeye başladı. Bir gece, ellerimin ve ayaklarımın tutulduğunu ve bir taraftan da boğazımın sıkıldığını hissettim. Bu olaylar, arık her akşam başıma gelmeye başlamıştı.

Bir gece de çok güzel bir rüya gördüm. Câmide namaz Kılıyordum ve göğe yükseliyordum. O anda "iki kişi", beni yakalayarak kıblemi değiştirmeye çalışıyordu.Uyandığımda yine her tarafım tutulmuştu ve hiçbir yere kıpırdayamıyordum.Boğazımı sıkıyor, saçlarımı çekiyorlardı. Birbirlerine isimleri ile hitap ediyorlardı.Tabii sonradan cin olduklarını anlamıştım.Onlara: "Neden bana böyle yapıyorsunuz!" dedim. Onlar da dalga geçer gibi, birbirlerine "Neden böyle yapıyorsun bana!" deyip gülmeye başladılar.
Her geçen gün, olaylar daha da sıklaştı ve artık gündüzleri de yanıma gelmeye başlamışlardı..En sonunda, aileme bu konuyu açmak zorunda kalmıştım.Çok yaşlı bir hocaya gittik.Hoca bana, güçlü olmamı, birşeyi gereğinden fazla düşünmememi ve yatmadan duâ okumamı istedi.Onların insanlara bulaşmadan birşey bahâne ederek musallat olduğunu söyledi.

Gerçekten de doğruydu. İrâdem, zayıftı ve aklımdan memleketteki arkadaşlarımı gereğinden fazla düşünüyordum ve akşamları da duâ okumayı unutuyordum. Hocanın dediğini yaptım ve artık eskisi gibi musallat olamıyorlardı. Akşamları duâ okuyunca kesinlikle yanıma yaklaşamıyorlardı. Sadece yanımdan hızlı şekilde geçiyorlardı.

Gün geçtikçe irâdem güçleniyordu.Birgün, namaz kılmak için abdest aldıktan sonra kulağıma birşeyler fısıldanmaya başladı.Bana; "İnsanların uzaylılar tarafından yaratıldığı, hâşâ Allah'ın olmadığını, boş yere inandığımı..." söyledi. Ben de ona "Onun, insanların apaçık düşmanı olduğunu, beni yolumdan saptıramayacağını..." söyledim. O konuştuğum kişi,  (bence) İblis'in ta kendisiydi.

O evden taşındıktan sonra, o evde yaşayan eski kirâcılar da doğaüstü şeyler yaşamışlar. Evden çıkma nedenleri de hep bu yüzdenmiş.

Evet, şu anda 24 yaşındayım. Namazımı kılıyorum; ama çok kâzâ yapıyorum. Yaşadığım doğaüstü olayların bana bir yararı da oldu. Artık nerde olurlarsa olsunlar, onları hissedebiliyorum. Onları göremiyorum; ama nerde durduklarını fark ediyorum. Şimdi de hayâtımdalar; ama çok nâdiren geliyorlar. Sadece uyurken yanıma gelip beni izliyorlar.Geldiklerinde zaten gözlerim Fâltaşı gibi açılıyor. Uyandığımı görünce kaçiyorlar. Şimdi irâdem, eskisinden daha güçlü.


Tavandan Kendimi Seyrettim

Arkadaşlar, çok uzun seneler önce başımdan geçmişti bu olay. Yaklaşık 19 yıl önce -o zamanlar ilkokul 3'e gidiyordum- hâlâ unutamadığım bu olayı sizinle paylaşayım dedim.

Okuldan eve gelmiştim. Evde kimse yoktu. Eve tek başıma girmeye o zamanlar hep korkardım. Asla tek başıma giremezdim. Anahtarımla kapıyı açar; okul önlüğümü, çantalarımı içeri atar; kapıyı hızlıca çeker ve koşarak oradan uzaklaşırdım. Bu hep böyle olurdu.

Arkadaşlarım, birgün durumu fark etti. Dolayısıyla başladılar dalga geçmeye, "korkak." "eve tek başına giremiyor." "korkak", "korkaaak", "korkaaaaaak", "ahahaha!" filan gibi. Bu durum karşısında eve girmeli ve onlara korkmadığımı ispatlamalıydım.Öyle de oldu. "Bakın, saçmalıyorsunuz. Şimdi gidip eve gireceğim ve size camdan 'hello' diyeceğim." dedim. "O zaman, korkmadığımı hepiniz göreceksiniz." diye de ekledim. Sonra, hiç korkmuyormuş gibi, sallana sallana eve doğru yürüdüm. Aslında "yusuf yusuf" oluyordum. Çok korkuyordum; ama insanların dilinden kurtulmalıydım.

Neyse. Kapıya geldim, anahtarımla kapıyı açtım. Korkudan orada yığılıp kalacak gibiydim. Kapıyı kapamamla korkum ikiye katlandı. Kendimi toparladım. Olmayan ve görünmeyen hayaletlerin, ruhların, perilerin, cinlerin arasından geçip cama koştum. Aşağıya bakıp, "Gördünüz mü lan, korkmuyorum işte düdükler!" gibi laflar söyledim. Onlar da bana, "korkudan evde uzun süre kalamayacağımı, hemen dışarı çıkacağımı, korkmuyormuş numarası yaptığımı" söylediler. Haklıydılar. Ben de; "Yok öyle bir şey! Kalırım!" dedim. Camı da kapatıp içeri gittim.TV'yi açtım. Bir yandan da ruhlar, ben görmeden üstüme çullanmasınlar diye sırtımı hep duvara veriyordum.

Aradan bir beş dakika filan geçti. Ben, korkudan evin köşesi olan bir yere geçip oradaki koltuğa uzandım. Vaktin geçmesini bekledim. Ama benim için bir dakika bile geçmiyordu. Çok korkuyordum. Bir tık çıksa avaz avaz bağırabilirdim. Vaktin geçmesi için uyumanın iyi bir fikir olduğuna karar verdim ve gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

Sonra ne mi oldu? Başlıkta gördüğünüz o yazı oldu. Kendimi tavandan koltukta kendimi seyrederken buldum. Çok şaşırmıştım. Birden bütün korkularım gitti. Kendimi üstün,doğaüstü bir güç gibi hissettim. Ama yaklaşık üç-dört saniye içinde odada bir gariplik olduğunu gördüm. Gariplik, hemen yanımdaki koltukta oturan biriydi. Evet, korktuğum başıma gelmişti.Benim yattığım koltuğun hemen yanındaki koltukta birisi oturmuş, kabuklu fıstık yiyor ve TV seyrediyordu. Bu durum karşısında birdenbire çok korktum; ama onun sadece koltuktaki bedenimi gördüğünü, diğer ben olan ruhumu; yâni tavandaki beni görmediğini fark ettim.Öylece tavanda durdum. Hiç kıpırdamadım. Üç dakika kadar onu izledim. Tıpkı ablama benziyordu; ama daha farklıydı. Çok benziyordu; ama o değildi. Bunu bilebiliyordum. Târif etmesi zor. Nasıl desem, bir yaratık gibiydi. Homurdanıyordu sanki .Aklıma bir fikir geldi. Birden yüksek ses çıkarıp bağıra bağıra üzerine atlarsam benden korkar diye düşündüm .Düşündüğüm anda da kendimi yatakta bedenimde buldum. Direk sol tarafıma doru saldırarak bağırmaya başladım. Her şey, çok hızlı oldu. "İnşallah rüyadır!" diye düşündüm o kadar kısa zaman içerisinde; ama gözlerimi açıp onun olduğu yerdeki koltuğa atlayınca onun bir rüya olmadığını gördüm. Gerçekti. Yüz yüze, göz gözeydim. Ama artık olan olmuştu. Planımı tam olarak uygulamalıydım: Ondan korkmuyormuş gibi yapmalıydım. Bir nevi blöf aslında.

Hışım içerisinde, tıpkı bir manyak gibi gırtlağına sarıldım. O da ufak tefekti. Benim boylarımdaydı. Yere düştük ve boğuşmaya başladık. Beni üzerinden atıp içeriye koridora doğru kaçmaya başladı. Ben de hemen peşinden koştum. Bir yandan da "Aaaaaaaaaa!" diye delirmiş gibi bağırıyordum. Çok sinirli görünmeye çalışıyordum. Gözlerimden yaşlar geliyordu bir yandan korkudan .O, en sonunda kaçıp banyoya girdi. Ben de neredeyse tuttum tutacak gibiydim ki, kafamı banyo kapısına çarpıp yere düştüm. Benim için en ilginç olan kısmı burasıydı. Onu kovalarken, onun banyoya girdiğini gördüğümde, banyo kapısının bir değil de iki tane olduğunu gördüm. Yâni biri bildiğimiz banyonun kapısı, kapalı olarak yerindeydi. Diğeri ise hayalet bir kapı gibiydi; ama o kadar çabuk oldu ki, ben durumu idrâk edemedim. Kapıların açık mı kapalı mı olduğuna karar veremedim. "O geçiyorsa ben de geçerim" mantığıyla içeri girmek istedim peşinden.Sonrası mâlum... Yerde biraz baygın kalmışım.

Kendime geldiğimde hemen kapıyı açıp içeri girdim; ama hiç bir şey yoktu. Artık korkmuyordum. Hem zaten olanlar olmuştu. Daha ne olabilirdi ki? Kafamı sıvazlaya sıvazlaya içeri gittim. Aklıma fıstıklar geldi. Biz, o günlerde evde fıstık filan bulundurmuyorduk. Yani garip bir durum. O gördüğüm her kimse yada her neyse, kabuklu fıstık yiyordu. Hemen içeri koştum. Boğuşma sırasında kucağından yere dökülen bir sürü fıstık kabuğunu ev halkına delil olarak sunacaktım. Ama olay yerine geldiğimde, yerde ne bir kabuk ne de bir fıstık buldum. Anlıyacağınız o fıstıklar da benim dünyama ait fıstıklar değilmiş.

Simdi bana; "Deli." diyebilirsiniz. "Sen çok korkuyordun. O korkuların etkisiyle bu tür rüya ve hayallerin görülmesi ve yaşanması gayet normaldir." de diyebilirsiniz. Hatta; "O, aslında senin ablandır. Seni keklemiştir." de diyebilirsiniz. Ama ben, sunu iyi biliyorum: O ânı yaşadım ve asla unutmadım. Üzerinden On dokuz yıl geçti. Bir daha, o güne benzer hiç bir olay yaşamadım. Şu anda sabahın 6'sı. Bütün gecedir evimde tek başıma oturdum. Ne bir ruh geldi, ne de hayâlet. Gerçi, bâzen ben bile onun gerçek olmadığına inanmak istiyorum. "Hayâl görmüşümdür." diyorum. "Aslında öyle bir günü hiç yaşamadım, ben uyduruyorum." diyorum...

Time
 
Site Hakkında
 
Amacımız
Metal Müzik
Satanizm
Gizli İlimler
ve sıkça sorulan,
merak edilen konular
hakkında bilgi vermek,
paylaşımlar yapmak,
yanlışları düzeltmek, uyarmak
bilinmeyenleri öğretmek
ve yol göstermektir.
...

Unutmayın !
Hiçbirşey Sır Kalmayacak..
DipNot
 
⇒ Administor : FLAGA

⇒ Modaretör : RATZ

•••

Sitenin yapımında ve
yayınında emeği geçen,
sitemizi ziyaret eden
herkeze teşekkürler..
Saygılar..

Yine Bekleriz ;)


© Copyright 2008 © LLC
Her Hakkımız Saklıdır.

█║▌│█│║▌║││█║▌ ║▌║
 
Bugün 10 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!
HeLLFire † 666 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol